Fitoterapi nedir ?

Fitoterapi bitkilerin tedavide kullanılması anlamına gelmektedir. Aslında bitkiler binlerce yıldır sağlıkta kullanılmaktadır. Tüm canlıların büyük bir uyum içinde yaşadığı ve mükemmel bir denge içinde birbirleriyle etkileşimini görülmektedir. İnsanoğlu tedavi olmak dışında bitki dünyasından farklı tarzlarda yararlanmaktadır. Bitkiler, gıdanın temel kaynağı olduğu gibi, giyinme, barınma ve endüstrinin bir çok alanında da hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Günümüz modern tıbbının temeli, kaç bin yıllık deneyimlere dayanır ve bizi bugüne getiren yolda bitkiler baş roldedir. Fitoterapi, geldiğimiz bu noktadan tekrar geri dönmek değildir. Bizi bugünlere getiren tedavi yöntemlerinin günümüzün şartlarına uygun olarak, güncel bilgi ve teknolojiler eşliğinde kullanım yerlerini araştırmakla, sağlıklı yaşam esaslarını zenginleştirme gayretidir. Modern ve bilimsel tıbbın dışında uygulamaları kabul etmiyoruz.. Bitkileri, bilimsel esaslarla, etik ve yasal olarak, güncel bilgilerimizle, ilaçlarla birlikte veya tek başına uyguluyor, sonuçlarını izliyor ve klinik çalışmalarla destekliyoruz.

Fitoterapi hakkında bilgilendirici metin ve randevu alma butonu.

Fitoterapi niçin yapılır?

Bilinen bir hastalık olmaksızın sağlığı korumak, geliştirmek, daha zinde ve uzun yaşamak, hayat kalitesini yükseltmek için ve ayrıca bazı hastalıkların tedavilerinde tek başıyla veya diğer tedavi yöntemlerine destek olmak amacıyla uygulanır. Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı beslenme, hareketli yaşantı, duygu durum kontrolü artık herkesçe bilinen gerçeklerdir.
Gittikçe artan çevre kirliliği, genetiği değiştirilmiş gıdalar, yapay gübre ve kimyasal tarım ilaçlarına daha fazla maruz kalmaktayız. İklim değişiklikleri de yeryüzünde canlı populasyonlarında değişimlere neden olmakta ve salgın hastalıklar baş göstermekte. Değişen bu dünyada hayatın sürdürülebilirliği için ekolojik dengenin korunması önem arz etmekte. Bu dengenin korunmasında, değişime en çok dirençli, toksik yükten en az etkilenen ve şu ana kadar ekonomik değeri olmadığı için genetiği ile oynanmamış yabani bitkilerin önemi daha da artmakta. Binlerce yıldır birlikte yaşadığımız, mükemmel bir genetik uyum içinde olduğumuz bitkileri sağlıklı gıda olarak tüketmeliyiz. Aynı zamanda sağlıklı kalmak ve tedavi olmak için de yararlanma yollarını araştırmalıyız. İşte fitoterapi, akılcı olarak ve modern teknolojilerle bitkilerin tedaviye dahil edilmesidir. Gündelik hayatta zindelik için yararlanılabileceği gibi en ağır hastalıklarda da destekleyici olarak kullanılabilir.

Hemen Fitoterapi Randevusu Al

Fitoterapi nasıl uygulanabilir ?

Bitkisel ürünlerin, hiçbir yan etkileri olmadığını düşünmek doğru değildir. Ancak bilgi ve deneyimi olan, sağlık bakanlığınca yetkilendirilmiş hekimler tarafından kullanımı planlanmalı ve izlenmelidir. Bitkilerin yetiştirilmesi, toplanması, kurutma yağ elde etme gibi işlemler, standart şartları yerine getiren üretim tesislerinde yapılmalı, laboratuvar analizleri tamamlandıktan sonra eczaneler tarafından kullanıma sunulmalıdır. Bu gibi özellikleri taşımayan rastgele bitkisel ürünlerden istenilen yararın kazanılması imkânsız olduğu gibi, sağlık açısından da risklidir.
Bitkisel ürünlere başlama, ara verme, doz ayarlama ve sonlandırma fitoterapi hekimin önerileri doğrultusunda olmalıdır. Adaptif kapasitenin artışı ve vücudun cevap süresi kişiden kişiye farklıdır. Bazen dalgalanmalar yani şikâyetlerde azalıp artan dönemler ve bazı laboratuvar testlerinde sınırlı düşme ve yükselmeler görülebilir. Fitoterapi hekiminin önerdiği doz ayarlamaları ve ürün kullanmadan geçecek ara dönemler bulunabilir, iyileşme döneminden sonra dahi fitoterapi bir süre daha gerekebilir. Tedavi bazen aşamalı azaltılır, aniden bırakmak yanlış olabilir. Tüm bu kullanım şekillerini fitoterapi hekimlerinin önerilerine göre yapmak gerekir.

Fitoterapi ürünlerinin ne gibi özellikleri olmalıdır?

Fitoterapide mümkün olduğunca hekimlerin önerdiği, standardize ürünler kullanılmalıdır. Aktar gibi kaynaklardan içerikleri aynı ya da benzer görünen veya öyle olduğu düşünülen ürünlerden kaçınılmalıdır. Bazı bitkilerin gözle ayırt etmek mümkün olmayan ancak laboratuvar ortamında bilinebilen farklı alt türleri vardır. Birisi şifalı diğeri zehirli olabilmektedir. Örneğin kırkkilit otu, at kuyruğu otu olarak ta bilinen Equisetum Arvense (tarla) şifalı olduğu bilinen bir bitkidir. Equisetum Palustre (bataklık) ise aynı bitkinin zehirli türüdür ve bunlar ancak mikroskop altında yapılan incelemelerle ayırt edilebilir.

Aromatik yağ içeren bitkiler güneşte değil gölgede kurutulmalıdır, yoksa içeriklerindeki uçucu yağlar hızla kaybolur. Saklama ve taşıma şartları yine özellik gösterir. Soğuk sıkım esansiyel yağlar 40-45 °C üzerindeki ısılarda bozulurlar ve özelliklerini kaybederler. Bu yağların üretim aşamasında mutlaka pres ısısı izlenmeli ve yönetilmelidir. Bu ve benzer üretim standartları GMP olarak adlandırılır.
Kültür bitkisi olarak yetiştirilen tıbbi bitkilerin yetiştirilme standartları bulunur GAP standartları olarak bilinir.

Etken madde oranı, toksik madde varlığı, parazit ve diğer mikrobiyolojik araştırmaların analizleri GLP standartlarına uygun olarak yapılmalıdır.
Avrupa Birliği İlaç Ajansı (EMA) altında Avrupa Birliği Bilimsel Fitoterapi Topluluğu (ESCOP) faaliyet göstermektedir. Bu komisyon, tedaviler ile birlikte, tedavide kullanılan bitkiler, kullanım alanları, kullanılmaması gereken durumlar, yan etkiler, dozlar, süreler gibi ayrıntıların tümüne ait standardizasyon çalışmaları yapmakta ve monograflar yayınlamaktadır.

Doğal çözümlerle sağlıklı bir yaşam için fitoterapi hakkında daha fazla bilgi edinin! HEMEN TIKLAYIN!

 

Fitoterapinin hekimlerce yapılmasının önemi nedir?

Tedavi hekimsiz olmaz. İnsan vücudu, ruh ve beden olarak bütünlük içindedir. Organizmanın bütünü birlik ve denge içinde canlılığını sürdürmektedir. Bir çarkın arızasıyla makinanın bozulması gibi vücudumuzdaki sistemler, organlar birbirleriyle dayanışma içindedir ve sorunları tüm vücudu etkileyebilmektedir. Örneğin kabızlık sorunu olan birisinde, bazı maddelerin emilimin bozulmasını, vitamin eksikliklerinin sonucunda duygu durum ve uykunun bozulabileceğini, buna bağlı yüksek tansiyon çıkabileceğini düşünmek gibi. Bu örnekler hastalar sayısınca çoğaltılabilir. Bu nedenle insan vücudunu, biyokimyasını, fizyolojisini, hastalıkların ortaya çıkış ve tedavi şekillerini ayrıntılı olarak bilmek, kullanılan ilaçların veya bitkilerin etkilerine ve birbirleriyle etkileşimlerine hakim olmak gerekir. Bu ise hekimlik sanatıdır. Bitkisel tedaviler, yüzyıllardır kullanım yeri bulmuş olsa da, günümüzün karmaşık dünyasında, hekimlik bakış açısına sahip olmaksızın yalnızca, şifalı bitkilerle ilgili bir kısım kaynakları taramakla tedavi yapmaya çalışmak, elbetteki çok yetersiz kalacaktır.

Bitkilerin hiçbir yan etki ve zararı olmadığını düşünmek doğru değildir. Ancak doğru kullanımla şifa kaynağı olurlar. Bitkisel tedaviler güvenli dozda, kontrollü bir şekilde kullanılmalıdır. Unutmamak gerekir ki, ilaç ile zehir arasındaki fark dozudur.
Standart tıp eğitimi içerisinde genel olarak bitkisel tedavilerden çok bahsedilmez. Hekimler bitkisel tedavi destekleri hakkında kendi özel eğilimleri sonrası bilgi edinirler.
Kendi pratiği içinde olmasa da sıklıkla kullanılagelen bitkiler hakkında bilgili olmaları yapacakları tedavinin başarısını etkilemektedir. Bitkilerin bilinçsizce kullanılması, hekim camiasında haklı olarak tepkileri doğurmaktadır. Ancak hastaların yarısına yakın bir kısmının hekime başvurmadan önce geleneksel yöntemlere yöneldiği de bir gerçektir. Kronik hastalıklarda alternatif çözüm arayışları daha fazla olmaktadır. Hekim hastası ile samimi bir diyalog kurmalı, hastasının kullandığı bitki destekleri hakkında bilgi edinmeye çalışmalıdır. Dışlayıcı tavırlar sergileyen hekimlere karşı hastaların dürüst olmadıkları ve bazı bitki tedavilerini gizledikleri bilinmektedir. Bu ise tedavide dalgalanmalar ve bazen olumsuzluklara neden olur. Elbette hastalar da kendileri için kendi durumlarını açıkça ifade etmelidir, ancak bir çoğu tedaviyi ne kadar olumsuz etkileyeceğini hesap edemeyebilirler. Halbuki bazı bitkisel ürünler kimyasal ilaçların atılımını artırır, bazıları kan akıcılığını artırarak girişimsel işlemler sırasında risk oluşturabilir. Bu yüzden herhangi bir nedenle herhangi bir hekime başvuran hastalar bitkisel tedavi desteği aldıklarını ifade etmelidir. Hekimler profesyonelce planlanmış bitki tedavi desteklerine açık olmalıdır.

Fitoterapi hakkında daha fazla bilgi al

Sonuç olarak:

Fitoterapi, herkes için hayatın tümünde, hasta olmadan, sağlıklı uzun kaliteli bir ömür için yapılabilir. Hastalıkların hemen hepsinde tedavi için başvurulabilir. Önemli olan güvenli ve kontrollü yapılmasıdır. Kullanılan bitkisel preparatlar yüksek standartlarda olmalıdır. Bütüncül olarak değerlendirme, amaca uygun planlama, standartlara göre üretilmiş ürünlerin kullanımı ile hemen pek çok rahatsızlığın kontrol altına alınabilmesi, bir çoğunun kalıcı olarak şifa bulması mümkündür. Aynı zamanda diğer destek tedaviler ve yaşam tarzı değişiklikleriyle şifa ve afiyet sağlanabilir. Hastalıklar vücudu geri dönüşü olmayacak derecede tahrip etmeden önce yapılan girişimlerle şifaya kavuşmak daha kolay ve başarılıdır. Genellikle, hasta olmamak tedavi olmaktan kolaydır.