Akupunktur, Geleneksel Çin Tıbbının (Traditional Chinese Medicine – TCM) önemli tedavi yöntemlerinden biridir. Temelleri MÖ 1000 yılına kadar uzanır. Bu yöntem, vücuda iğne batırılması sonucu, vücudun reaksiyon vermesini ve enerji akışını düzenlemeyi amaçlar.

Geleneksel Çin Tıbbına göre, vücudumuzun yaşam enerjisi ( Qi – Çiy ) meridyen adı verilen kanallar boyunca hareket eder. Sağlık, bu enerji akışının dengede olması ile sağlanır, ancak bu meridyenlerdeki tıkanıklıklar veya dengesizlikler hastalıklara yol açar. Akupunktur, bu enerji dengesizliklerini düzeltmeyi hedefler.

Güncel tıbbi bilgiler ve bilimsel araştırmalar, akupunkturun primo vasküler sistem olarak adlandırılan, sinir ve damar sistemlerinden ayrı bir ağ üzerinden etki ettiğini göstermiştir.

Bu sistem damar ve sinir yapılar ile bazı yerlerde paralellik gösterse de bağımsız bir yapıdır. Embriyolojik hayatta gelişim aşamaları sırasında ilk olarak bu kanalların yapılandığı düşünülmektedir.

İğnelerin yerleştirilmesi, vücutta bir dizi reaksiyonun tetikler. Amaca uygun olarak kullanılan noktalarda, endorfin, enkefalin gibi ağrı kesici hormonların salgılanması uyarılmış olur. Aynı zamanda kan dolaşımının artması ve inflamatuar mediatörlerin salgılanması söz konusudur.

Akupunktur uygulaması öncesinde, hastanın geleneksel çin tıbbı bakış açısıyla değerlendirilmesi, tanı konulması, tedavi planının belirlenmesi ve seansların düzenlenmesi büyük önem taşır. Hastalıkların tanısında anamnez yani hastalık geçmişinin sorgulanması önemlidir. Bazı hastalık nedenleri endojen (vücudun içinden kaynaklanan) bazısı ise eksojendir ( vücuda dışarıdan etki eden).

Geleneksel Çin tıbbının dil muayenesi, nabız muayenesi gibi kendine özgü teknikleri vardır. Dilin rengi büyüklüğü üzerini kaplayan tabaka veya çatlaklar gibi bulgular hastalığı tanımak hakkında bilgi sağlar. Nabız güncel tıbbi bilgilerimizle olandan farklı anlamlara gelir. sağ ve sol bilekten alınan nabızlar farklı organ ve sistemler hakkında bilgi verir. 28 farklı nabız türü vardır.

 

Geleneksel Çin Tıbbı’nda tanımlanan 28 nabız türünün tam listesi:

  • Yüzen Nabız (Fu Mai)
  • Derin Nabız (Chen Mai)
  • Yavaş Nabız (Chi Mai)
  • Hızlı Nabız (Shu Mai)
  • Zayıf Nabız (Ruo Mai)
  • Güçlü Nabız (Shi Mai)
  • İnce Nabız (Xi Mai)
  • Kaygan Nabız (Hua Mai)
  • Gergin Nabız (Xian Mai)
  • Düğümlü Nabız (Jie Mai)
  • Hızlı ve Yüzeysel Nabız (Shuo Mai)
  • Yavaş ve Derin Nabız (Chi Mai)
  • Düzensiz Nabız (Cu Mai)
  • İnce ve Zayıf Nabız (Xi Mai)
  • Geniş Nabız (Hong Mai)
  • Küçük Nabız (Xiao Mai)
  • Uzun Nabız (Chang Mai)
  • Kısa Nabız (Duan Mai)
  • Kaybolan Nabız (Dai Mai)
  • Sert Nabız (Jin Mai)
  • Yumuşak Nabız (Ruan Mai)
  • Dolu Nabız (Shi Mai)
  • Boş Nabız (Xu Mai)
  • Gizli Nabız (Fu Mai)
  • Sabit Nabız (Huan Mai)
  • Dalgalı Nabız (Liu Mai)
  • Sıkışmış Nabız (Se Mai)
  • Kırık Nabız (Duan Mai)

Bu nabız türleri, vücudun enerji akışını ve organların durumunu değerlendirmek için kullanılır. Tedavi planlarken yol göstericidir.

Akupunktur hakkında daha fazla bilgi al

Klasik akupunktur uygulamaları, steril ve tek kullanımlık iğnelerle, yapılır ve genellikle çok acı vermez. iğneleme sırasında deqi denilen, hafif bir batma veya karıncalanma hissedilebilir, bu kısa sürelidir ve genellikle rahatsız edici değildir.
Bunun dışında zayıf dereceli elektrik akımı uygulamak, lazer gibi uyaranlar kullanmak da mümkündür
Geleneksel yöntemler içinde sıkça başvurulan bir diğeri de moksadır. Moksa, pelin otunun (artemisia vulgaris) vücut yüzeyinde yakılmasıyla elde edilen ısının akupunktur uyarısı yapması esasına dayanır.
Yine önemli bir nokta da mikro sistemlerin kullanılmasıdır. vücudumuzda bazı bölgelerin tüm organizmayla bağlantılı olduğu bulunmuştur. En çok bilinen ve kullanılan mikrosistemlerin başında kulak, ayak tabanı, saçlı deri ve eller gelir. damar ve sinirlerin vücudun en ücra noktasına kadar yayılımı olduğu halde kalp ve beyin gibi organlar bütün damar ve sinir sisteminin merkezidir. Kulaklar gibi mikrosistem merkezleri, embriyolojik gelişim sırasında vücudun içinden tomurcuklanarak çıkar ve dokularla ilişkisini devam ettirir. Nervus vagus olarak bilinen beyinden çıkıp, kalp ve mideye kadar uzanan önemli bir sinir, kulakta yüzeye çıkmaktadır. Auriculo Cardiac Reflex denilen (ACS) kulak noktalarına dokunmakla kalp atış ritminin değişiminin izlenmesi bir tanı yöntemidir. Fransız hekim Nogier kulaktaki noktaların elektrik potansiyel ölçümlerini yaparak hangi vücut alanlarına karşılık geldiğini ayrıntılı olarak göstermiştir. Bu durum yalnızca tanı koymak için değil aynı zamanda tedavide de kullanılabilir. Tespit edilen noktaların iğnelenmesi, kalıcı iğneler kullanılması veya elektromanyetik akım, lazer ışınları gibi çeşitli yöntemlerle uyarılması, vücut akupunkturu ile birlikte veya ayrıca kendi başına bir tedavi şekli olarak uygulanabilmektedir.

Özellikle bağımlılık ve obezite tedavilerinde kulağın uzun süreli uyarılması, kalıcı iğnelerle mümkün olmaktadır.

Akupunktur, vücudun doğal iyileşme süreçlerini tetikleyerek genel sağlık durumunu iyileştirmeyi amaçlar ve geniş bir yelpazede sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılır. zindelik ve genel sağlığın korunması amacıyla uygulanır.

 

Akupunktur hakkında daha fazla bilgi al

Akupunktur ne işe yarar ve hangi hastalığa iyi gelir?

Akupunktur, geniş bir yelpazede sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılan etkili bir yöntemdir ve vücudun enerji dengesini yeniden sağlamayı amaçlar. Başta kronik ağrı yönetimi olmak üzere, baş ağrısı ve migren, sırt ağrısı, boyun ağrısı gibi durumlarda oldukça iyi bir destektir. Ayrıca, stres ve anksiyete azaltma, depresyon tedavisi, uykusuzluk sorunlarının giderilmesi, sindirim problemlerinin düzeltilmesi ve adet düzensizliklerinin düzenlenmesi ve menapoza geçiş süreçlerinin desteklenmesi gibi birçok farklı alanda fayda sağlayabilir. Akupunkturun, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, genel sağlığı iyileştirdiği ve vücudun doğal iyileşme süreçlerini hızlandırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bunun yanı sıra,
sigara bırakma ve madde bağımlılığıyla baş etmede ve kilo verme amacıyla sıklıkla başvurulur alerjiler, ve doğurganlık sorunları gibi spesifik durumların tedavisinde de yardımcı olabilir. Akupunktur, meridyenlerindeki tıkanıklıkları açarak ve enerji akışını düzenleyerek, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı iyileştirebilir. Uunutkanlık, baş dönmesi, kulak çınlaması, dikkat dağınıklığı gibi durumlarda kullanılabilir. Hem vücut felçlerinde, hem yüz felcinde etkili olabilir.
Kemoterapi sonrası bulantılar ve gebelik dönemi bulantılarında yararlanılabilir.

Akupunktur hangi bölgelere uygulanır?

Akupunktur, vücudun enerji meridyenleri üzerinde stratejik olarak belirlenmiş noktalara uygulanır. Bu noktaların vücudun diğer bölgelerine oranla daha fazla kan damarı ve reseptör yoğunluğu saptanmıştır. Ayrıca elektrik potansiyelleri yüksek, dirençleri düşük bulunmuştur. Bu noktalar, vücudun farklı bölgelerinde bulunur ve her biri belirli organlar veya sistemlerle ilişkilidir. Hem lokal ve çevre noktaları hem uzak noktalar kullanılır. Baş, yüz, kulaklar, eller, ayaklar, sırt, karın ve bacaklar, akupunktur noktalarının en yaygın bulunduğu bölgelerdir. Örneğin, baş ve yüz bölgesindeki noktalar genellikle migren ve sinüzit gibi baş ağrıları için kullanılırken, eller ve ayaklardaki noktalar genellikle genel sağlık ve enerji dengesi için kullanılır. Kulak akupunkturu (auriküler akupunktur), kulaktaki belirli noktaların uyarılması ile birçok sağlık sorununu tedavi etmeye yönelik bir tekniktir. Sırt bölgesindeki noktalar, hem sırt ağrıları ve iç organların fonksiyonlarının iyileştirilmesi için sıkça kullanılır. Hem de dermatom denilen bir çok organ veya sistemin deride bulunan sinir sistemi karşılığıdır, bu noktaların iğnelenmesi ile hedef organların uyarılması sağlanır.Hastanın şikayetlerine ve genel sağlık durumuna göre bu noktaları dikkatle seçilir ve ince iğneler bu noktalara yerleştirilir. Her bir noktanın kendine özgü bir iyileştirici etkisi vardır ve belirli bir hastalığın tedavisinde kullanılan noktalar, kişinin bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanır. Akupunkturun uygulandığı bu noktalar, vücudun enerji akışını düzenleyerek genel sağlığı iyileştirmeyi amaçlar.

 

Kolay Randevu Al

Akupunktur kaç seansta etkisini gösterir?

Akupunkturun etkisini göstermesi, tedavi edilen sağlık sorununa, hastanın genel sağlık durumuna ve vücudunun tedaviye verdiği cevaba bağlı olarak değişir. Genellikle, bazı hastalar ilk seanstan sonra bile rahatlama hissederken, diğerlerinin belirgin sonuçlar görmek için birkaç seans geçmesi gerekebilir. Kronik rahatsızlıklar uzun süredir devam eden sağlık sorunlarıdır, tedavi de genellikle 5 ila 10 seans arasında belirgin bir iyileşme gerektirir. Akut durumlar ve daha hafif sağlık sorunları içinse, genellikle daha az sayıda seans yeterli olabilir. Tedavi sıklığı da önemlidir; başlangıçta haftada birkaç kez yapılan seanslar, ilerledikçe daha seyrek hale gelebilir. Akupunkturun etkileri, tedavinin süresi ve düzenliliği ile artar, bu yüzden tedavi planına sadık kalmak önemlidir. Her bireyin tedaviye verdiği cevap farklı olduğu için, hekim, hastanın özel ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturur ve bu planın etkinliğini düzenli olarak değerlendirir.

Akupunktur tedavisi kimlere yapılmaz?

Akupunkturun genel olarak uygulanmadığı durumlar sınırlıdır, daha çok nokta, bölge veya dönemsel engeller bulunur, bazı uygulanmayan durumlar şunlardır:

  1. Ağır Kanama bozuklukları: Hemofili gibi kanın pıhtılaşmasının bozuk olduğu durumlarda kanama riski bulunur. Kanın akıcılığı üzerinde etkili antikoagülan ilaç kullanan kişilerde dikkatli olunmalıdır. Bu kişiler günlük hayatta da risk altında olabilir.
  2. Lokal Enfeksiyonlar: Uygulama yapılacak cilt bölgesinde enfeksiyon varlığı uygulamaya engel olabilir. Ancak enfeksiyondan farklı noktalar kullanılabilir.
  3. Hamilelik: Bu mutlak bir engel değildir. Bazı noktalar doğumu başlatabilir. Doğumun başlaması amaçlanıyorsa kullanılabilir, ancak bilinçsizce uygulamalar erken doğum ya da düşük nedeni olabilir. Keza makat geliş gebeliklerde bebeğin pozisyonunu düzeltmek için kullanılan noktalar bulunur. Keza gebelik bulantılarını tedavi etmek mümkündür. Kullanılamayacak birçok ilacın alternatifi olarak da akupunktur yapılabilir. Önemli olan hangi noktalardan kaçınılması gerektiğine dikkat etmektir.
  4. Kalp ve beyin pili gibi cihaz implante edilen hastalar: Bu klasik akupunktur için engel değildir, ancak elektrik akımı kullanılan elektro akupunktur türlerinde cihaz ayarlarını değiştirebileceği için kontrendikedir.
  5. Metal alerjisi: İğnelere karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişebilir. bu durumda çelik iğne yerine, altın, gümüş, titanyum gibi iğneler kullanılabilir
  6. Bazı özel noktalar: göbek, meme ucu, büyük damarlar, bebeklerde bıngıldaklar, gibi noktalar kullanılmaz. Göğüs kafesi, beyin omurilik zarları gibi bölgelere iğneleme yapmaktan kaçınılır.
  7. Psikolojik bozukluklar: Ciddi psikolojik bozuklukları olan kişilerde akupunktur uygulama zorluğundan dolayı uygulanamamaktadır. Alkol, uyuşturucu komasında yapılmaz.
  8. Acil tıbbi müdahale gerektiren durumlar: Öncelikle hastanın acil yaşam desteği sağlanmalıdır. Bu nedenle akut ve acil durumların tedavisinde akupunktur 2. sıradadır. Temel yaşam desteklerinden sonra desteklemek amacıyla ilaveten bazı kritik noktalar iğnelenebilir.
  9. Aşılabilir bazı uygulama zorlukları bulunur: İğne korkusu, rahat bir pozisyon sağlanamaması veya korunamaması, iletişim bozukluğu, kooperasyon sağlanamaması uygulamayı zorlaştırır.
  10. Steroid, benzodiazepin gibi bazı ilaçlar akupunkturun etkinliğini azaltır.

Akupunktur acı verir mi?

Akupunktur genellikle az bir miktar ağrı ve rahatsızlık ile uygulanır. İnce ve steril iğneler kullanıldığı için, çoğu kişi iğnelerin cilde batırılması sırasında hafif bir batma hissi yaşar, ancak bu genellikle kısa sürelidir ve rahatsız edici değildir. İğneler yerleştirildikten sonra, hafif bir karıncalanma veya sıcaklık hissi duyulabilir, bu da tedavinin etkili olduğuna işaret eder. Akupunktur sırasında veya sonrasında şiddetli ağrı hissetmek nadirdir. Eğer tedavi sırasında yoğun bir acı veya rahatsızlık hissederseniz, bu durumu hekiminize bildirmelisiniz. Doktor, iğnelerin doğru şekilde yerleştirildiğinden emin olmak ve tedaviyi daha konforlu hale getirmek için gerekli ayarlamaları yapacaktır. Genel olarak, akupunktur, tedavi sürecinde konforlu bir deneyim sunan etkili bir yöntemdir.

Akupunktur kaç dakika sürer?

Bir akupunktur seansı genellikle 20 ila 40 dakika sürer. Tedavi süresi, uygulanan teknik ve tedavi edilen durumun karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir. Seans sırasında, ince iğneler cilde yerleştirilir ve genellikle 15 ila 30 dakika boyunca yerinde kalır. Bu süre zarfında, iğneler vücudun enerji akışını düzenlemeye ve iyileşme sürecini desteklemeye yardımcı olur. Hekim, seans süresini hastanın bireysel ihtiyaçlarına ve tedavi edilen sağlık sorununa göre ayarlar. Her ne kadar standart protokoller bulunsa da tedavi süresi ve seans sıklığı hekim tarafından düzenlenir.

 

 

 

Leave a comment