Geleneksel ve modern tıp uygulamaları arasında bağlantılar kurma, karşılaştırmalar yapma, avantaj ve dezavantajlarını irdeleme başlı başına bir tartışma konusudur. Tüm dünyada devam edegelen bu hararetli tartışmalara hiç girmeyeceğim. Zaten, geleneksel Çin tıbbı uygulayıcılarının tümünün hekim olmadığını da bilinmekte. Hatta hekimlerin hatırı sayılır bir çoğunluğunun da kadim tıp bakış açısına göre tanı ve tedavi algoritmaları kullandığını düşünürsek, kadim bilgileri revize etme yaklaşımının camia genelinde çok da kabul göreceğini söyleyemem. Bu nedenle burada, yalnızca kendi bakış açımı ifade etmekteyim. Evrende ve insan bedeninde olup bitenleri anlamak ve regüle etmek adına, yalnızca objektif bakış açısını benimseyen, günümüz bilgi birikimi ve teknolojik gelişimlerinin kazanımlarını kadim bilginin yorumlanmasına entegre eden, özetle benim gibi düşünen bilim camiasına hitap etmekteyim. Kadim bilginin de gözlem yapma ve deneme yanılma esasları üzerine gittiğini biliyoruz. Bu yüzden geçmişte ve günümüzde, şifaya hizmet eden, saygıdeğer uygulayıcıları ve metotlarını eleştirmeden, kadim tıbbın fizyopatolojisini anlamaya ve yorumlamaya çalışıyorum. Çalışmalarımın, uzaktan bakanlar için geleneksel tıbbın keşfettiği detayları görmesine yardımcı olacağını ümit ediyorum. Keza, akupunktur gibi geleneksel uygulamaların, bilimsel çevrelerce dışlanmasının haksızlığını ifade etmek arzu ediyorum.

Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, yalnızca hekim ve diş hekimleri için geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına ve konu özelinde akupunktur uygulamasına izin vermektedir. Bu yaklaşım, hekim olmaksızın hastayı bir bütün olarak değerlendirmek semptom ve analizleri birleştirmek, topyekûn dengeli bir tedavi planlaması yapmak mümkün olamadığı esasından kaynaklanmaktadır. Akupunkturun fitoterapi, diyet ve egzersiz faaliyetleri, yaşam tarzı alışkanlıkları gibi diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanılmasını tartışmasız tüm camia benimsemektedir. Anonim olan bilgi dünyasının, bu konuda dedikleri ve diyecekleri çok şey olduğunu düşünüyorum.

Henüz güncel bilgilerimizle tam açıklayamadığımız veya tıptan çok felsefe gibi bilimlerin konusu olan, Qi kavramı, insanın evrende yeri, tüm varlıkların etkileşimi, hayat ve duygular gibi madde ile ilişkili ama maddeden farklı varlıklar, doğuştan gelen yetenekler ve öz gibi kavramsal konular belki başka platformlarda veya daha sonraki aşamada tartışılacaktır.

Geleneksel Çin tıbbı böbrek zang’ının güncel tıbbi bilgilerimiz ışığında yorumlanması:

(TCM Dalak zangı yalnızca dalak organı olarak düşünüldüğünde, sindirim, taşıma, dönüştürme gibi birçok fonksiyonun açıklanamadığı, ancak dalak-pankreas sistemi denildiğinde güncel bilgilerimizle örtüştüğü gibi …)

Geleneksel Çin tıbbında, böbrek zang’ına atfedilen fonksiyonların tümünün, güncel bilgilerimizle baktığımızda böbrek organı tarafından üstlenilmediğini görmekteyiz. 

Geleneksel Çin tıbbında, genital sistem regülasyonu, menstrual siklus yönetimi, kemik doku mineralizasyonu (Kalsiyum fosfor metabolizması ve D vitamin aktivasyonu ile dolaylı katkıdan bahsedilebilir ancak osteoblastik aktivite tümüyle renal fonksiyonlarla açıklanamaz), işitme üzerindeki etkiler, korku, insomni gibi böbrek zangına ait görevler tanımlanmıştır. Ayrıca en önemli nokta, konjenital olarak özü barındırması itibariyle tüm hayati faaliyetlerin kaynağı ve merkezi olarak böbrek gösterilmiştir. Herbir organ ve meridyenin yuan noktasından bahsedildiği gibi, tüm hayatın ve meridyenlerin yuan noktası böbrek zangı olarak düşünülmüş ve tanı ve tedavi prensipleri buna göre şekillendirilmiştir. Primitif meridyenler olan Ren ve Du mai başlangıç noktaları, böbrek özü olduğu, bu özün azalmasıyla yaşlanma ve tükenmesiyle ölüm olduğu ifade edilmiş ve böbrek zang ile ilgili daha ciltlerle görev atfedilmiştir. Genel Qi eksikliği ile giden sendromlarda tedavinin temel noktası olarak böbrek lokasyonu ve böbrek özü baş rol almıştır. DU 4 böbrekte bulunan özün kaynak noktası kabul edilmiş. 

Bu kadar görevin tümünün güncel böbrek organına ait olmadığını ancak (dalak pankreas sistemi gibi) böbrek ile komşuluğu olan başka bir organın (veya dokunun) birlikte düşünülmesi gerektiğini öngörmekteyim.

Şu durumda 5 aşamalı bir düşünce silsilesi izleyeceğim.

1. Böbrek zangına atfedilen görevlerin tümü, böbrek organı tarafından ifa edilmemektedir. Öyleyse eşlik eden ve komşusu bulunan, (Back shu ve front mu noktaların topografik izdüşümlerinin organ anatomik lokasyonlarıyla eşleştiği göz önünde tutulursa) başka bir yapı olaya dahildir. Bu yapı böbreküstü bezdir. HPA aks vücuttaki hemen bütün metabolik faaliyetlerin kilit taşıdır. Nöroendokrin sistemin regülatör bezidir. Cinsiyet hormonlarından duygu duruma, kalp ritminden sıvı metabolizmasına kadar hayati tüm fonksiyonlarda görev alır. Bu meridyene (KID) “böbrek ve böbreküstü bez meridyeni” denilmesi uygundur. (KID-AR)

2. Böbrek zang ve meridyeni içinde böbrek organının üstlendiği görev, böbrek üstü beze göre daha fazla olmadığından, bu meridyene “böbrek ve böbreküstü bez meridyeni” değil, “böbreküstü bez ve böbrek meridyeni” (AR-KID) demek, daha uygundur.

3. TCM’de idrarı oluşturmak gibi bir görev mesane fu’suna atfedilmiştir. Bunun böbrek organınca yapıldığını bilmekteyiz. O halde “böbreküstü bez ve böbrek meridyeni” ile“mesane meridyeni” değil, “böbreküstü bez meridyeni” ile “mesane ve böbrek meridyeni” demek daha uygundur. AR-KID + BL > AR + BL-KID

4. TCM’de mesane fu’suna ait görevlerin mesaneden çok böbrek organınca ifa ediliyor olmasına binaen aslında “mesane ve böbrek meridyeni” (BL-KID) değil “böbrek ve mesane meridyeni” (KID-BL) denilmesi daha uygundur. 

5. Algoritmadaki denklik gözetilmeyecek olursa, üstlendiği görevlerin hemen tümünün böbrek organı tarafından yerine getirilmesine binaen, “böbrek ve mesane meridyeni” yerine “böbrek meridyeni” (BL meridyeni için) denilmesi daha uygundur. (KID-BL) > (KID)

Yani önce 

Böbreküstü bez olaya dahil oldu (KID-AR)

Meridyene hâkim oldu (AR-KID)

Meridyene sahip oldu (AR)

Böbrek mesane meridyenine dahil oldu (BL-KID)

Böbrek mesane meridyenine sahip oldu (KID) “önceki BL”

Sonuç olarak;

Böbreküstü bez sisteme dahil oldu

Mesane meridyeni böbrek meridyeni olarak değişti

Mesane sistemden ihraç oldu

KID​ AR

BL​​ KID

Önemli bir hatırlatma:

Amaç burada adlandırma ya da sınıflandırma farklılığı değildir. Adlandırmanın nasıl olacağı önemli değildir. Alışılagelen şeklin kolayca değiştirilemeyeceği de aşikardır. Burada vurgulamaya çalıştığım konu, günümüz imkanlarıyla sahip olduğumuz bilgilerin bir kısmının, geleneksel Çin tıbbında bilinmiş ve ifade edilmiş olmasıdır. Bu bakış açısıyla bir hekim, mevcut tıbbi bilgileriyle çelişkiye düşmeden ve zorlanmadan akupunktur fizyolojisini kavrayabilir ve tedavisini uygulayabilir. 

Menstrüel siklusu böbreğin yönettiği, idrarı mesanenin ürettiği, idrar içinden suyu mesanenin geri aldığı, güncel bilgilerimize tamamen ters düşen bir açıklamadır. Şimdiki bilgilerimizle yorumsuz böylece kabul etmek akla ters olduğu gibi, binler yıl önceki bilgilerle, böbrek toplayıcı kanallarında suyun geri alınmasının bilinmesini beklemek de insafa terstir. Su geri emiliminin saptandığı gibi mükemmel bir gözleme şahit olmaktayız. Fonksiyon saptanmış ama organ mesane olarak yanlış adlandırılmıştır.

İliği yöneten böbrek zangı olarak tanımlanmış. Böbrek organı beyni yönetmiyor ama adrenal bez hipotalamus üzerinde feed back etki gösteriyor. HPA aks hakkındaki fizyoloji bilgilerimiz TCM’de böbrek olarak ifade edilmiştir. İdrar üretimini, mesaneden alıp böbreğe veriyoruz. Böbreğin yönettiği düşünülen metabolik ve nöroendokrin fonksiyonları da böbrekten alıp böbreküstü beze devrediyoruz. Hepsi bu.

Leave a comment